Bu gün dijital ortamda iletişim sağlarken eskiden mektuplar yazardık.

Sevgili müze müdürü öncelikle selam eder hasretle diyerek kelimeler kağıda dökülürdü.Birde posta kutuları vardı.Gazetelerin arkadaşlık sayfalarına posta kutusunu rumuzla yazar hiç tanımadığımız insanlarla tanışır dost,arkadaş hatta sevgili olurduk.Dinlediğimiz lambalı radyolar telsiz telefon neşriyatına girer ruhsata tabi olur her sene vergisi ödenirdi.Dedelerimiz nenelerimiz çarık giydiği dünlerden bahsederken ayaklarındaki kara lastik onlara mucize gibi gelirdi.Tavandaki ampule bakarak aydınlanmak için gaz lambası,kandil dünkü çocuk biz çıra yakardık diye hayıflanırdı.İşte siz buna kültürel tarih diyorsunuz.

Osmanlı,Selçuklu,Roma,Bizans,Asur.Hititler onlar bu topraklarda nasıl yaşıyordu.

Bazı insanlar vardır memleket sevdasıyla memleketi güzelleştirir.Özel İdare Genel Sekreterinin Akşaray’dan Çankırı’ya gelmesiyle değişim rüzgarından Çankırı Şehitliğide nasibini aldı.Yıllardır her tarafı dökülen bir şehitlik anıtı önünde törenler düzenlendi.Biri çıkıp Çankırı’ya şehitlerimize bu anıt yakışmıyor demedi.Bu günse şehitliğe bir anıt ve tören alanı yapılıyor.

Çankırı Müze Müdürü ve personel olarak görmüş olduğunuz kanaati içerisindeyim.

Görmediyseniz gidip görün.Ayla hocamın başarılı paleontoloji çalışmaları her sene memleket için devam ederken birde kültürel tarih var Çankırı’mızda.Bu konuda bir çalışmanız olmadığı kanaati içerisindeyim.

Kalkın o yumuşak koltuklarınızdan,çıkın sıcak odalarınızdan başınıza rüzgar dokunsun,cilalı ayakkabılarınıza çamur bulaşsın tarihe ışık tutun.

Şehitlikte hafriyat çalışması yapılırken horasan harcıyla yapılmış bu oluşum tünelmi su kanalımı?

İki tane pişmiş kil boru var bunlar havalandırmamı yoksa su  borusu mu?

Şehre eskiden su taşıyan borular demeyin sakın.Borunun bir tanesi baca görevi görmüş hala içi isli ve kurumlu.